Avrupa Kurulu Meclis Meclisi (AKPM), Türkiye’nin “demokratik seçim düzenlemesi temel unsurların yerine getirmediği” konusunda sonuçlu bir müşahede raporu yayımladı.
Türkiye’deki Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri genel seçimlerini TBMM’nin daveti üzerine 40 kişilik bir meclis heyetiyle yerinde gözlemleyen AKPM’nin bahse ait son raporu yayımlandı.
AKPM’nin 19 Haziran Pazartesi günü Strasbourg’da düzenlenecek genel kurulda tartışılacak raporda, seçimlere yüksek katılımlı toplantılarda “Türk demokrasisine bakış açısından her türlü zorluğa karşın şaşırtıcı bir direniş göstergesi” olduğu ve “Avrupa demokrasilerinin bundan esinlenebileceği” belirtildi. Raporda seçim kampanyası sürecinde siyasi partiler ve sivil toplumun çok sayıdaki varlığınıyi seferberliğin desteklenmesinin “dinamik bir demokratik toplumun” varlığına işaret ettiği, seçim barajının yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşürülmemiş da neşe verici olduğu söylenmedi.
“Haksız avantaj”
AKPM bu müşahedelere karşı, seçim kampanyası sırasında görevideki Cumhurbaşkanı, bakanlar ve iktidar partisinin “haksız avantajı” ve “medyanın akıllı yayınlarından” yararlandıkları görüşünde. Raporda bu durum örnek olarak misyondaki Cumhurbaşkanının kamu kaynaklarıyla seçim kampanyası sırasında açılış, anahtar teslim ve temel atma merasimlerine katılması gösteriliyor.
Rapora göre, Türk Anayasa ve hukuk çerçeveleri temel hak ve özgürlüklerin tam manasıyla güvence altında tutulması sağlamlaştırılıyor. Bazı muhalif parti ve politiklerin “korkutulması, taciz edilme, baskıya uğraması yahut mahkum edilmesinin bu parti ve politiklerin kampanya ve siyasi faaliyetinin engellenmesi engellendi” müşahedesine yer veriliyor. Toplanma, örgütlenme ve özgürlüklere yönelik kısıtlamalarla bir araya gelen siyasi sorumluların, muhalefet partilerinin, sivil toplumun ve bağımsız medyanın seçim kampanyasının saklanan katılımcılarının kaydedilmesi engelleniyor.
YSK’ya eleştiri
Son güçlüklerin yarattığı zorluklara karşın teknik plan seçimlere düzgün hazırlandığı söylenemeyen Yüsek Seçim Konseyi (YSK) da “saydamsızlık ve irtibat noksanlığı” nedeniyle raporda eleştiriliyor. YSK’nın seçimler konusunda idari organları hukukî organı hatırlatılarak, “toplantılarının kamuya açık yapılmaması, yasal zorunluluğa karşın kararlarının açıklanması ve son seçim sonuçlarından önceki seçim ofislerindeki süreksiz sonuçların yayınlanması” gündeme getiriliyor. YSK’nın oy sayım süreci sırasında kâfi resmi bilgi paylaşmamasının ve buna paralel olarak Anadolu ve ANKA ajanslarının kayıtlı verilerinin yayınlanmasının seçim sonuçları hakkında hesaplamanın oluşturulduğu hatırlatılıyor.
Seçimlerle ilgili yasal çerçevenin “önemli eksiklikler” ortaya çıktığı ve “demokratik seçim düzenlemesi için sağlam hukukî temel oluşturmadığı” görüşüne göre verilen raporda, yasal plandaki bu muğlaklığın seçim sürecinin kilit evreleri hakkında şüphe oluştuğu, YSK mevzuatının bu şüphelerin ortadan kalkmasını sağlayamadığı belirtiliyor.
AKPM, YSK’nın şeffaf değildi ve gerçek manada irtibatta birleştirilmiş, seçim ofislerinde oyların tekrar sayımı ve seçimin iptali taleplerine verilecek cevaplarla ilgili ayrıntılı kuralların bulunmaması, “özellikle sonuçların derlenmesi ve resmi sonuçların yayımlanması konusunda potansiyel ve seçimin iptali taleplerine verilmesi,” niyetinde.
Türk medyasına eleştiri
Raporda Türk medyası da seçim kampanyası sırasında “taraflı yayın yapmakla” eleştiriliyor. Kamu yayın programlarının anayasaya göre seçim kampanyalarının bileşenlerinlik unsurlarına uygunluğunun belirtilmediği belirtilmekle birlikte, TRT’nin “Cumhur İttifakı ve Recep Tayyip Erdoğan’ı” gösterilmemektedir. TRT kanallarındaki “Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aday Erdoğan’ın ortada fark gözetilmediği”, Millet İttifakı durumu haberlerinin ise “genelde olumsuz” yansıtıldığı vurgulanıyor. Buna karşılık Fox TV ve Halk TV gibi kesintilerin da “taraflı” haberlerinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında yayınladıkları büyük ölçüde olumsuz haberler, Millet İttifakını ön planda çıkardıklarını belirtiyor.
Rapor, Radyo ve Televizyon Üst Konseyi’nin (RTÜK) medyanın seçim kampanyasını çoğalttığını, “yeterince faal denetim yapmadığını”, mevzuat ihlallerine karşı hızli tedbir almadığını, TRT’ye karşı yayın yapılmadan yapılan şikayetleri incelediğini savunuyor.
Kadınlar görünmüyordu
Kadın-erkek eşitliği Anayasa tarafından teminat karşılığında bulunmasına karşın bayanların siyasetteki temsiliyetinin düşük düzeyde dikkat çektiği raporda, milletvekili adaylarının yalnızca 4’te 1’inin bayan olduğu, Cumhurbaşkanlığı seçimine ise hiçbir bayan adayın katılmadığı kabul edilmedi. Bayanların seçim kampanyalarındaki görünürlüğün düşük düzeyde vurgulandığı, yalnızca birkaç siyasi partinin kadın-erkek eşitliğini ve cinsiyete dayalı güçlü çabayı kampanya iletilerine dahil edildiğine dikkat çekiliyor.
AKPM, bundan sonraki seçimlerde bazı seçim ofislerine milletlerarasının ulaşmasını sağlayacak kadar iyileşmeyi de istiyor.
AKPM karne seçimi müşahede heyetine başkanlık eden Alman toplumsal demokrat milletvekili Frank Schwabe tarafından hazırlandı. AKPM 14 Mayıs seçimlerini 18 heyet halinde Ankara, İstanbul, İzmir, Samsun, Antep ve Diyarbakır’a yapılan parlamenterlerle; 28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci sırada Ankara, İstanbul ve Diyarbakır’da 10 gün boyunca yerinde gözlemlenmemişti.
AKPM heyetinin seçimlerinin 14 Mayıs’taki birinci rejiminde AGİT heyetiyle bir arada yayımladığı ön analizler Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan, “seçim prosedürlerinin listesi ortaya çıkan, bağımsız ve sistemli müşahede rejimleriyle bağdaşmayan siyasi içerikli ve itham düzenleyici ifadeler” olarak dağıtıldı.
EKONOMİ
19 Nisan 2025EKONOMİ
19 Nisan 2025GÜNDEM
19 Nisan 2025GÜNDEM
19 Nisan 2025GÜNDEM
19 Nisan 2025GÜNDEM
19 Nisan 2025EKONOMİ
19 Nisan 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.