Almanya’daki Türk seçimlerinin, otoriter bir başkan olarak ilan edilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a dayanağı hararetli tartışmalara, Erdoğan’ın seçim galibiyetinin pek çok güçlü konvoylarla kutlanması ise tenkitlere yol açtı.
Almanya Federal Siyaset Eğitim Merkezi (bpb) Lider Vekili Cemile Giousouf ise basında ve kamuoyunda konuşulan tartışmalarda kullanılan “Almanya’daki Türklerin çoğunluğu AKP’ye oy verdi” ifadesinin gerçeği yansıtmadığını düşünüyor.
“Gerçek bilgiler farklı bir fotoğraf ortaya çıkıyor”
Siyaset bilimci ve eski bir milletvekili olan Giousouf, Almanya’daki Türklerin oy kullanma davranışıyla ilgili verilerin farklı bir fotoğraf ortaya koyduğuna işaret etti.
Giousouf, Almanya’da yaklaşık 2 milyon 900 bin Türkiye kökenlinin yaşadığını, bunların 1 milyon 500 bininin Türkiye seçimlerinde oy kullanma hakkına sahip bilgileri lakin bu hakka sahip olmalarına karşı yalnızca kalanların bunu kullanma tercihlerine dikkat çekti.
“Oy kullanma hakkını kullananların ancak yarısında oy verdi ve oyunu kullanan 733 bin seçmenden 476 bini AKP’ye oy verdi. Yani Almanya’da seçme hakkına sahip olanların yaklaşık yüzde 32’si AKP’ye oy verdi, yüzde 70’i ise AKP’ye Oy verin” bilgilerini paylaşan siyaset bilimci, “Konvoylarla yapılan kutlamalar Almanya’daki Türklerin çoğunluğunun AKP’yi kişisel hatıralarına yol açsa da fiili durum bu şekilde değil” diye konuştu.
Berlin’deki Türkler Erdoğan’ın kazanmasını kutlarken Fotoğraf: Erbil Başay/AA/picture Alliance
Erdoğan’a dayanağın gerisinde hangi nedenler yatıyor?
Cemile Giousouf, Türkiye seçimleri için Almanya’da yerleşik sandıklara giderek oyunu kullanan seçmenler ortasında Erdoğan’a verilen dayanağın gerisinde yatan nedenlere ait de değerlendirmelerde bulundu.
Giousouf, “Almanya klasik bir konuk emekçi ülke, buraya göç edenlerin büyük kısmı daha çok muhafazakar dindar çevrelerden, Orta Anadolu’dan, Karadeniz bölgesinden buraya geldi. Türkiye’den daha çok akademik göçün kelam konusu olduğu ABD’de bölgede Erdoğan’a verilen takviyenin oranı durum farklılığı gösteriyor, bu tıp türünde AKP’ye çok daha az bir takviyenin kelam konusu olduğunu görüyoruz” dedi.
Irkçı akınlar ve dışlanmanın etkileri
Almanya’da AKP’ye dayanağa yol açan bir başka nedenin de “kimlik politikaları” ile ilintili olduğuna işaret eden bpb Lider Vekili, bunda dışlanma hissinin da tesirli olduğunu kaydetti. Giousouf, Solingen’de beş Türk’ün hayatını kaybeden ırkçı taarruzun 30’uncu yıldönümüne atıf yaparak şöyle konuştu:
“Ne yazık ki Solingen, bir defalık mahsus bir taarruz değildi. NSU ağının çıkışı, artan şiddet olayları, Türk ve Müslüman üyelerden oluşuyorlar ‘Biz burada istemiyorlar, ne mevcutlar, bizi kabul etmiyorlar’ kanından yola çıkıyor. Buna doğal olarak günlük hayatta kalan deneyimler yaşanıyor. Dışlanma da ekleniyor. Erdoğan burada bu hücreler nedeniyle oluşan hücreler son derece kucaklayıcı telaffuzlarıyla dolduruluyor.”
Almanya Federal Siyaset Eğitim Merkezi Lider Vekili Cemile GiousoufFotoğraf: picture-alliance/dpa/Lukas Schulze
“Güçlü bir siyasetçi ile özdeşleşme”
Cemile Giousouf, Erdoğan’ın bu kesitlerini etkilemek için Almanya’da faaliyet göstererek AKP ile bağlantılı kuruluşları araçsallaştırdığını anlattı.
Alman siyaset bilimci, “Bildiğiniz üzere Yurt Dışı Türkler Başkanlığı var, Memleketler arası Demokrat Birliği (UID) var, bunlar da burada seçim kampanyası yürüttüler. var” diye konuştu.
‘da Türkiye hakkında çok konuşulan lakin Türkiye gerçekleri bilgi düzeyi ise çok olduğunu vurgulayan Giousouf, bilhassa gençlerin Türkiye siyaseti, farklı siyasi partilerin programları hakkında görüş alışverişinde bulunabilme ya da farklı görüşte olanlarla tartışma imkanlarının hiç zayıf olduğunu kaydetti.
Bu kapsamda pek çok gencin ailelerinin siyasilerinin genişlediği ve her zaman bunun ötesinde, kendi dünya haberlerini oluşturma olanağına sahip olan saklanmaya işaret eden bpb Lider Vekili Giousouf, “Siyasi eğitimde yapılması gereken çok şey var. Bilhassa gençlerin antidemokratik davranışlara karşı daha iyi olabilmeleri için siyasi görüş alışverişinde bulunmalarına olanak sağlayan bölgelerimiz var, bilhassa göçmen kökenliler için çok daha ağır bir çaba harcamak gerekmekte” dedi.
Berlin’deki Türkler Erdoğan’ın kazanmasını kutlarken Fotoğraf: Omer Messinger/Getty Images
“Tercihini demokrasiden yapanlara da odaklanılmalıdır”
Federal Meclis’in milletlerarası çalışmaları, güvenlik ve insan hakları alanındaki uzmanlarından Dr. Anastasia Vishnevskaya-Mann da Türkiye’deki seçimler değerlendirilirken, yalnızca Erdoğan’a verilen dayanağa odaklanılmaması vurgulandı.
Türkiye seçim sürecini yakından izleyen Vishnevskaya-Mann, her zaman olarak dikkatlerin hem Almanya’da hem de Türkiye’de Erdoğan’a takviye verenlere çevrildiğini, halbuki tüm sıkıntılara karşın tercihlerini demokrasiden yana yapanlara da odaklanılması gerektiğini belirttiğini kaydetti:
“Erdoğan kuruluşlarının desteklediği güçlü propagandaya, büyük ölçüde denetim altında toplanmış medyaya Türk toplumunun sonlarında Erdoğan’a oy veriyor. Bu kısmının oylarıyla demokrasi, özgürlükler ve Avrupa pahaları için çok güçlü bir siyasi irade beyanında olup olmadıkları çok etkileyeci. Artık toplumun bu bölümüyle diyaloğumuzu koruma yapabilmemizin bir yolunu bulmalıyız.
News
