Habertürk muharriri Oray Eğin, hususla ilgili Hürriyet müellifi Sedat Ergin’in yazısını köşesine taşıdı.
Eğin, gazeteci Ergin’in 2014’te yayımlanan “Öcalan’ın cezası 2024’te tekrar gözden geçirilmek zorunda” başlıklı yazısını hatırlattı.
ÖCALAN KARARI
Hepimiz MHP lideri Devlet Bahçeli’nin zaman vakit yaptığı sürpriz çıkışlar karşısında şaşırıyoruz. PKK’nin hapisteki lideri Abdullah Öcalan’ın Meclis’te konuşma yapmasını önermesi tekrar gündemin tam ortasına oturdu. Neyi neden yaptığı her vakit anında anlaşılamayan Bahçeli’nin bu atağı de konuşuluyor, konuşulacak. Ancak pek azımız Bahçeli’nin hiçbir adımını sebepsiz atmadığını gerçeğini hatırlıyoruz. Öcalan üzerine iktidarın ortağından böylesi bir çıkış gelmesi, üstelik bu çıkışın zamanlaması da tesadüf olamaz.
Hürriyet’ten Sedat Ergin’e nazaran 2024 tam da bu yüzden Türkiye’nin Öcalan’ı tekrar kıymetlendirmek, cezasını gözden geçirmek zorunda kalacağı bir sene. Sebep 25 yılın kulağa beğenilen gelen bir yıldönümü olması değil. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Öcalan hakkında verdiği karar 2024’ü Türkiye’nin bir numaralı halk düşmanı açısından değerli kılıyor.
10 YILDIR YAPILAN BİR HAZIRLIK
Sedat Ergin bunu artık değil 20 Mart 2014’te Hürriyet’teki köşesinde yazıyor. “Öcalan’ın cezası 2024’te yine gözden geçirilmek zorunda” başlığını taşıyan yazı bugün Bahçeli’nin çıkışının ışığında daha da mana kazanıyor. (Yazı dün Twitter/X platformunda @HamdiCelikbas hesabı tarafından da fark edildi.)
AİHM o günlerde Öcalan’ın avukatlarının müracaatıyla ilgili beş farklı karar alıyor. Kararlar çoğunlukla Öcalan’ın yattığı İmralı’daki şartlarıyla ilgili. Biri cezaevinde azapla ilgili; Türkiye 2009’dan evvel haksız bulunuyor, 2009’dan sonra da haklı. Bir öbür karar Öcalan’ın dış dünyayla haberleşmesine kısıtlama getirildiğine dair şikayetini içeriyor. Mahkeme bu bahiste Türkiye’nin “Öcalan’ın dış dünyayla haberleşmesinin PKK üyeleriyle temas kurmak için kullanabileceği yolundaki kaygılarını” haklı buluyor. Bir başkası Öcalan’ın özel hayatına getirilen kısıtlamalar; burada da Türkiye haklı bulunuyor.
Bir de Öcalan’ın mahkum olduğu 1999’da Türkiye’de idam cezalarının infaz edilmediği, genelde 36 yıl mahpus olarak uygulandığına dair bir şikayet var. Öcalan’ın avukatları buna dayanarak idam kalktıktan sonra ağırlaştırılmış müebbet mahpusa çevrilen cezasının haksız olduğunu söylüyor. Ancak AİHM bu şikayette de ihlal olmadığına karar veriyor.
TÜRKİYE’NİN MÜHLETİ DOLUYOR
AİHM kararının en kritik kısmı ise son unsur. Mahkeme’nin Öcalan’a verilen ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezasının İnsan Hakları Mukavelesi’nin “insanlık dışı ve onur kırıcı ceza ve muameleyi” yasaklayan üçüncü unsurunu ihlal edip etmediğine dair vardığı sonuç. Mahkeme bu kararda Öcalan’ı haklı buluyor.
Bu karar müebbet mahpus cezasının üçüncü hususla uyumlu olabilmesi için kesinlikle “serbest bırakma olasılığı” ve “cezanın belirli bir mühletten sonra gözden geçirilmesini” koşul koşuyor. Lakin Türk Ceza Kanunu’nda ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılan mahkumlara bu türlü bir seçenek tanınmıyor.
İşte bugün tahminen de Devlet Bahçeli’nin önderliğinde tartışılan Öcalan açılımı o günkü karara dayanıyor. “Türkiye, AİHM’nin bu kararını uygulamakla yükümlüdür,” diye yazan Ergin o gün yapılması gerekeni açıklıyor: “Bir yasa değişikliğiyle ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası mahkûmlarının durumlarının muhakkak bir müddet sonunda gözden geçirilmesini ve ayrıyeten kendileri açısından koşullu tahliye imkânının değerlendirilmesini mümkün kılan bir düzenlemenin getirilmesidir.”
Türkiye’nin bu kararı vermek zorunda olduğu tarih de 2024’e denk geliyor. AİHM’e nazaran de ağırlaştırılmış müebbet kararının tekrar gözden geçirilmesi için 25 sene geçmesi gerekiyor. Öcalan’ın bu sene mahpustaki 25. yılı.
Ergin tam 10 sene evvel bugünleri öngörerek “Türkiye her halükarda Öcalan’ın cezasını gözden geçirmek zorunda kalacaktır,” diye yazıyor. Bu bilgilerin ışığında bakıldığında Bahçeli’nin çıkışı aslında sürpriz değil, planlı üzere görünüyor. Zamanlamasını da sürpriz değil, zira Türkiye’ye tanınan 10 yıllık mühlet bu sene doluyor.
News
