Münevver Karabulut’un katili Cem Garipoğlu, cezaevinde intihar ettikten 10 yıl sonra mezarı açıldı. Lakin kefen yerine naylon poşet bulunması büyük soru işaretlerine neden oldu. Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, mezarda kefen olmamasının olağan olmadığını ve kemiklerin sonradan yerleştirilmiş olabileceğini belirtti. İsimli tıp uzmanları ise kefenin organik içeriğe bağlı olarak vakitle yok olabileceğini açıkladı. Kemiklerin kimlik tespiti için adli tıpta inceleme süreci başladı. Bu süreç, 5 gün sürecek ve gerçeğin açığa çıkması bekleniyor.
KEMİKLERİN MEZARDAN ÇIKARILMASI
Cem Garipoğlu’nun mezarı, Rezan Epözdemir‘in başvurusu üzerine, mahkemenin aldığı feth-i kabir kararı doğrultusunda İstanbul Üsküdar’daki Karacaahmet Mezarlığı’nda açıldı. Emniyet Müdürlüğü olay yeri inceleme grupları, savcılar ve isimli tıp uzmanlarının nezaretinde mezar açılarak, Garipoğlu’na ilişkin olduğu tez edilen kemikler çıkarıldı. Bu kemikler bir tabuta konularak adli tıbba götürüldü ve kimlik tespiti için inceleme başlatıldı.
GARİPOĞLU AİLESİ’NİN YOKLUĞU ŞAŞIRTTI
Mezar açma süreci sırasında Garipoğlu ailesinden kimsenin bulunmaması dikkat çekti. Rezan Epözdemir, bu durumu eleştirerek, “Kimlik tespiti için kesinlikle ölenin yakınlarının hazır bulunması gerekiyordu. Gelmemeleri biraz garip” dedi. Mezardan çıkarılan kemikler ve kafatası dağınık halde toprağın üstünde bulunurken, kefen kesimlerinin olmaması kuşkuları artırdı. Epözdemir, “Kefen bezinin 10 yıl içinde büsbütün kaybolması çok da rasyonel gelmiyor. Kemiklerin sonradan yerleştirilmiş olabileceği ihtimali kuvvetli” diyerek dikkatleri bu teze çekti.
SONUÇLAR 5 GÜNDE AŞİKÂR OLACAK
Mezar açma sürecinin akabinde kemiklerin kimlik tespiti yapılması için DNA incelemeleri başladı. Garipoğlu Ailesi‘nin kimi üyeleri de DNA örnekleri vermek için isimli tıbba gitti. Epözdemir, DNA sonuçlarının 5 gün içinde açıklanacağını belirtti. Bu sonuçlar, kemiklerin hakikaten Cem Garipoğlu‘na ilişkin olup olmadığını ortaya koyacak.
KEFEN NEDEN YOK?
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İsimli Tıp Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Alkan, kefenin bulunmamasına ait kıymetli açıklamalar yaptı. Alkan, “Kullanılan kefen, cenazeden sızan organik içeriğin de tesiriyle tabiata karışır. 10 yıl sonra yapılan mezar açma sürecinde tespit edilemez. Bilhassa otopsi yapılan cesetlerde, kefenin süratli bir formda çözülmesi beklenir” dedi. Bu açıklama, kemiklerin mezara sonradan bırakıldığı tarafındaki savlara karşı bir karşılık niteliği taşıyor.
TUTANAKTA NELER VAR?
Feth-i kabir tutanağında, kemiklerin hür biçimde ve dağınık bulunduğu, üzerlerinde kefen yahut rastgele bir örtü bulunmadığı belirtilmiştir. Ayrıyeten, cesedin yanında bir adet şeffaf naylon poşet bulunduğu da tutanakta yer aldı. Bu durum, mezardaki kefen ve ceset örtüsünün neden kaybolduğuna dair soru işaretlerini artırıyor.
KARABULUT AİLESİNİN BEKLENTİLERİ
Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, mezarın açılmasına ait yaptığı açıklamada, “Çok geç kalındı, 10 yıl lisana kolay. Keşke daha erken olsaydı. Kızıma olan borcumu ödüyorum. Herkesin başındaki soru işaretleri bitsin. Minareyi çalan kılıfını hazırlar lakin ben devletime güveniyorum. Dilerim gerçeği buluruz ve orada yatan hakikaten odur” tabirlerini kullandı. Karabulut ailesi, DNA sonuçlarının açıklanmasıyla gerçeğin ortaya çıkmasını bekliyor.
NE OLMUŞTU?
17 yaşındaki lise öğrencisi Münevver Karabulut, 2009 yılında Cem Garipoğlu tarafından vahşice öldürülmüştü. Garipoğlu, 197 gün boyunca kaçtıktan sonra teslim olmuş ve 24 yıl mahpus cezasına çarptırılmıştı. 2014 yılında, Silivri Cezaevi‘ndeki hücresinde intihar ettiği açıklandı. Lakin bu intiharın gerçek olup olmadığı uzun yıllardır tartışma konusu olmaya devam ediyor.
News
