Diyanet İşleri Başkanlığı, Eski HDP Eş Genel Lideri Selahattin Demirtaş’ın da ortasında yer alan 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobani davasına katılma talebinde bulunuldu. Demirtaş ve arkadaşlarının cezalandırılmasını isteyen Diyanet’in açıklamasında, “Kamu hizmetini sağlayan Kurumumuzun idaresinde olan Mescitlerin terör eylemleri nedeniyle ziyan görmesi toplum nezdinde Devleti itibarsızlaştırmaya yöneliktir” sözleri.
Selahattin Demirtaş’ın evrakı ile birleştirilen 6-8 Ekim Kobani olayları Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. 14 Nisan 2023’teki duruşmada temel savaşın mütalaasını belirleyen Cumhuriyet Savcısı, Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın bölümlerinin bulunduğu 36 sanık hakkında, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” teziyle ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası talep etti. Ayrıyeten Demirtaş’ın ortasında bulunan 26 kişi hakkında da, Yasin Börü dahil 6 kişiye ait 6 kere ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası istendi.
Diyanet’ten onay alınmaması talebi
Savcının temel meselesine karşı beyanlarının toplanması için Kobani davasının duruşmaları 1 Ağustos’ta yine başladı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın avukatları mahkeme aracılığıyla dilekçe vererek sanıkların cezalandırılmasını istedi.
DW Türkçe’nin uzantısında, “karşı taraf” ibaresine, “Selahattin Demirtaş ve diğerleri” yazıldı. Dilekçede, Diyanet’in toplumunun dini içerikleri ve manevi değerlerini canlı tutma gayesiyle İslâm dininin temel kaynaklarına dayalı gerçek ve mevcut bilgi ile sermayeleri din konusunda aydınlatma, inanç, ibadet ve ahlak temelleri ile ilgili işlerin yürütülmesi, ibadet yerlerini yürütmekle görevine dikkat edilmesinden vazgeçilmiştir. Tekrar dilekçede Diyanet’in, “Toplumun dini, manevi ve manevi bedellerini daima ayakta tutan, bütün insanlığın barış ve huzuruna katkı sağlayan, İslâm Dini ile ilgili bahiste referans alınan en faal ve en saygın bir kurum” olduğu öne sürüldü.
Davaya mevzu kişilerin fiili ve kesintileri, bu durumun temelden sarsan ve ayrılmasının imkansızlığı sebep olduğu savunulan dilekçede, ‘Nitekim vicdanlara hitap eden din hizmetlerinde itimat ve inancın kaybolması halinde kabul etmeyen bu alanda çeşitli sapkın akım ve kümelere yayılan tartışmasız’ denildi.
Dilekçede, sanıkların münasebetlerle cezalandırılması talep edildi:
“Hukukun üstünlüğünü ve devlet otoritesini tanımayan, güçsüzlüklerini açığa vurmak hedefiyle halka karşı şiddete yönelen ve milletler arası takviye merkezlerinin, siyasi bölgelere ulaşmak için büyük paket insanları bile maksat alabilen aksiyonları maddi ve manevilara sebep oluyor. Bu hareketlerin ülke ekonomilerine de bilinen ve tartışılmaz Bir gerçektir. Terör, kitlelere yönelik, gözetmeyen şiddet eylemleriyle, toplumsal itimat hissini ortadan kaldıran devletlerle toplumun ortasındaki kültürü zedelemektedir.”
Açıklamada, kamu hizmeti sağlayan bir kurum olarak yönetilen mescitlerin, “Terör hareketlerinin nedeni ziyan görmesinin toplumun nezdinde devleti itibarsızlaştırması” gayesi taşıdığını öne süren Diyanet, “Dış ve iç kaynaklı, yıkıcı, bölücü ve her türlü tehdit ve terör olaylarını muhafaza ederek halkımızın sevgisini, kardeşlik, barış, huzur, itimat, birlik ve beraberlik içinde hiçbir kaygı ve tasa hissetmeden ömürlerini sürdürmeleri için terör hareketleriyle devam edene ziyan veren kişilerin cezalandırılması ve hasebiyle halk nezdinde devletin prestijinin olması bekleniyor” dedi.
Yeşil Sol Parti (YSP) ise sorunun cevabına tepki gösterdi. YSP Küme Lideri Vekili Meral Danış Beştaş, twitter hesabından yaptığı açıklamada, Diyanet’in toplumdan değil iktidardan yana taraf ve hislerini istismar etmeyen bir kurum olduğunu öne sürdü. Diyanet’i “suçluların yanında” suçlayan Beştaş, “Bu ikiyüzlülüğü devam ediyor. Hayır, sarsılan siz palavra dolanlarınız. Sars sizin yalanlarınızdır. Sars, sizin talan, çocuk istismarı, hukuksuzlukların karşısında suskunluğa bürünen ikiyüzlülüğünüzdür. …Diyanet İşleri Başkanlığı, açıklanan Kürt düşmanlığı yapar.Bunu herkes görmelidir.Yargılanan siyasetçiler bizim onurumuzdur” tabirlerini kullandı.
News
