DSÖ Sözcüsü Margaret Harris, İsrail’in ablukası altındaki Gazze’nin sıhhat durumuna ait AA muhabirine çevrim içi değerlendirmelerde bulundu.

Harris, DSÖ’nün tıbbi yardım materyallerini taşıyan konvoyun 8 Kasım’da Gazze’deki Şifa Hastanesine ulaştırıldığını hatırlatarak “Her vakit tüm hastanelere yardım gereçlerini ulaştırmayı istedik fakat Şifa Hastanesinin bilhassa acil gereksinimleri vardı. Orası şu anda Gazze’deki en büyük ve en değerli sıhhat tesislerden biri. Şifa Hastanesi çok faal bir çatışma bölgesinde olduğundan ulaşılması çok sıkıntı. Yardım materyallerini ulaştırdığımız için çok mutluyuz. Bu kâfi değil ve hastanede neredeyse hiç tıbbi materyal kalmamış.” dedi.

Malzemelerin ulaştırılmasının olumlu bir gelişme olduğuna işaret eden Harris, kritik olanın, durumun sürdürülebilir olarak, daha fazla yardım gerecinin tüm hastanelere ulaştırılması olduğunu belirtti.

Harris, “Gazze’deki tüm hastanelere materyallerimizi ulaştırabilmemiz için ateşkese muhtaçlığımız var. Hiçbir güvenlik garantimiz yok. Muhtaçlığımız olan şey çatışmaların durdurulmasıdır. Hiçbir vakit bu kadar kısa müddette bu sayıda insani yardım çalışanını kaybetmedik. Bu, çok dehşetli.” tabirlerini kullandı.

Gazze’deki sıhhat durumunun güzelce berbata gittiğinin altını çizen Harris, büyük salgınlara yol açacak etkenlerin yaşandığına işaret etti.

“BU ÇEŞİT FAKTÖRLERİN BÜYÜK SALGINLARA YOL AÇTIĞINI BİLİYORUZ”

Gazze’de atık idaresinin olmadığını, yakıt eksikliği nedeniyle kanalizasyon idaresinin bulunmadığını belirten Harris, şunları kaydetti:

“Burada küçücük alanlara toplanmış çok sayıda insan var. Besin stokları çok azaldığı için beslenme kahrı çeken beşerler var, bilhassa de çocuklar… Gazze’ye besin girişi olmuyor. Beşerler kirli su içiyor zira su gelmiyor ya da hudutlu geliyor. Yakıt tedarikine müsaade verilmediği için (desalinasyon tesislerinde suyu) tuzdan arındırmayı direktörün de hiçbir yolu yok. Halk sıhhati uzmanları olarak bu cins faktörlerin büyük salgınlara yol açtığını biliyoruz.”

Gazze’de, çatışmaların başladığı 7 Ekim’den bu yana 33 bin 551 ishal hadisesinin tespit edildiğini kaydeden Harris, bunların yarısının 5 yaş altındaki çocuklarda görüldüğünü vurguladı.

Harris, “İshal, gereğince besin ve su alamayan bir çocuğu kısa müddette öldürebilir. Yeni doğan çocuğu bir günde öldürebilir zira anneler aç olduğu için rahat emziremiyor. Durum katiyen çok kritik. Buna sebep olan şartlar durdurulmalı. (Gazze’ye) Su, yakıt ve besin girişinin durdurulması büyük salgınlara neden oluyor.” diye konuştu.

Gazze’deki şartlar nedeniyle çocuklarda büyük bir su çiçeği salgınının yanı sıra deri döküntüsü, uyuz ve bit olaylarının görüldüğünü kaydeden Harris, bunun sebebinin çok kalabalık ortam ve hijyen eksikliğinden kaynaklandığını belirtti.

“İNSANLARIN BU ŞARTLAR ALTINDA KENDİLERİNİ SAĞLIKLI TUTMALARI MÜMKÜN DEĞİL”

Harris, “Barınaklarda yaşayan 600’den fazla kişi tıpkı tuvaleti kullanıyor. İnsanların bu şartlar altında kendilerini sağlıklı tutmaları mümkün değil.” dedi.

Gazze’de 54 bin 866 üst teneffüs yolu enfeksiyonu olayının görüldüğünü kaydeden Harris, bunun sebebinin grip, farklı soğuk algınlıkları ve Kovid-19 olabileceğini, bunun, bağışıklık sistemi baskılanmış bireylerde daha ağır sonuçlara yol açabileceğini belirtti.

Gazze’deki hastanelerin kapasitesinin üstünde hastaya hizmet verdiğini kaydeden Harris, hastanelerin yüzde 44’ünün işler durumda olmadığını ve çalışanların da tam olarak hizmet veremediğini söyledi.

Harris, Gazze’deki 36 hastaneden 16’sının ve 72 temel sıhhat hizmeti merkezinin 52’sinin kapandığını da kaydetti.

Gazze Şeridi’nde kanser hastalarının tedavi gördüğü tek merkez olan Türkiye-Filistin Dostluk Hastanesinin yakıt yetersizliği ve son günlerde etrafına düzenlenen hava akınlarının neden olduğu hasarlar nedeniyle kullanılamaz hale geldiğini belirten Harris, 70 kanser hastasının da mevt tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söz etti.

Harris, Gazze’ye yönelik bombardımanlar nedeniyle yaralanan çok sayıda kişi olduğunu da anımsatarak hastanelerin teneffüs yolu hastalığı ve ishali bulunanlarla ilgilenecek yeri olmadığını ve münasebetiyle bu insanların ölebileceğini söyledi.

“Türkiye’nin Gazze’deki kanser hastası çocukları en kısa vakitte ülkeye getirmeyi planladığı ve bu hususta temaslarını sürdürmesiyle” ilgili soruyu yanıtlayan Harris, “Gazze’deki yaralı, hasta ve sıhhat hizmet alamayan çocuklar için yapılan rastgele bir çalışma elbette düzgün bir şey. Bu olumlu bir gelişme lakin düşmanlığın sona ermesi çok kıymetli ki çocuklar gereksinim duydukları tedaviyi alabilsinler.” dedi.

Harris, Gazze için bugün değerli olanın, sıhhat sistemine alandaki insanları yönetebilecek dayanak, gereç ve güvenliğin sağlanması olduğunun da altını çizdi.

İSRAİL’İN GAZZE’YE AKINLARINDA SON DURUM

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail’in “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal kıymetlerine yönelik daima ihlallerine karşılık verme” gerekçesiyle kapsamlı taarruz düzenlerken İsrail ordusu da Gazze Şeridi’ne ağır hava bombardımanı başlattı.

İsrail, 7 Ekim’den bu yana 36’sı Gazze Şeridi’ndeki çatışmalarda olmak üzere 352’si asker 1400’den fazla İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını duyurdu.

İsrail’e nazaran, Kassam Tugayları’nın elinde 239 İsrailli esir bulunuyor.

Gazze’deki Filistin Sıhhat Bakanlığına nazaran, İsrail’in ataklarında 4 bin 412’si çocuk, 2 bin 918’i bayan olmak üzere 10 bin 812 Filistinli öldürüldü, 26 bin 905 kişi yaralandı.

Batı Şeria ve Kudüs’te İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimciler, 181 Filistinliyi öldürdü.

İsrail ordusu, Gazze’de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sıhhat tesisi Şifa Hastanesini, Nasr Çocuk Hastanesini, El-Ehli Baptist ve Türk-Filistin Dostluk hastanelerini, tahliyeye zorladığı Filistin Kızılayına bağlı Kudüs ve Endonezya hastanelerinin etrafını vurdu. Akınlarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.

İsrail ordusu ile Hizbullah ortasında 8 Ekim’den bu yana yaşanan çatışmalarda 63 Hizbullah mensubu ile 4 İsrail askeri öldü.