Morityus ve Kenya’dan göçen Hint kökenli baba ve anneden doğan Braverman, Cambridge Üniversitesi’ndeki hukuk eğitiminin akabinde Paris’te Avrupa ve Fransız hukuku alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı.

Kamu hukuku ve yargı kontrolü konusunda uzmanlaşan Braverman, Mayıs 2015’te Fareham’den Muhafazakar Parti milletvekili seçildi.

Önceki hükümetlerde çeşitli misyonlarda bulunan Braverman, İngiltere Başsavcısı olarak vazife yaparken eski Başbakan Liz Truss tarafından kendisi üzere Hint kökenli Priti Patel’in yerine İçişleri Bakanlığına getirildi.

Braverman, İngiltere’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden (AİHS) ayrılmasını desteklerken 2016’daki Brexit referandumunda da ülkesinin AB’den çıkmasını savunmuştu.

GÖÇMENLER İÇİN RUANDA’YI “TAKINTI” YAPMIŞTI

Braverman, İçişleri Bakanlığı müddetince birçok reaksiyon çeken açıklama ve uygulamaya imza attı. Bunların birincisi, selefi Patel devrinde imzaları atılan sığınmacıların Ruanda’ya gönderilmesi planıydı.

The Daily Telegraph gazetesinin manşetinde sığınmacıların Ruanda’ya gönderildiği haberini görmek istediğini söyleyen Braverman, Ruanda planının “hayali” ve “takıntısı” olduğunu lisana getirdi.

Ruanda planı, yasal engellemelere takılırken Braverman, her fırsatta sığınmacıların ülkelerine ya da üçüncü ülkelere gönderilmesi isteğini tabir etti.

Bu kapsamda birtakım ülkelerle ilgili sığınmacıların gönderilebileceği kadar inançlı olduğuna yönelik açıklamalarda bulunan İngiltere, Arnavutluk üzere ülkelerle de yasa dışı formda İngiltere’ye giren vatandaşlarının iadesi konusunda muahedeler yaptı.

Braverman, polise kamu sistemini sağlaması için yeni yetkiler vermesiyle de eleştirildi. Polisin aksiyoncuları dağıtma, müsaade vermeme, müdahalede bulunma konusundaki yetkisini artıran yeni Kamu Sistemi Yasası, ülkede birçok insan hakları örgütü tarafından protesto edildi.

GÖÇMENLER İÇİN GEMİ PLANI

Braverman’ın bakanlığının kıymetli gündem unsurlarından biri de sistemsiz göçle çaba oldu. Sistemsiz göçle gayretin “istiladan ve çocukları istismar çetelerinden korumak için” yapılması gerektiğini savunan Braverman, bu sözleri nedeniyle partisinden dahi tenkitler aldı.

Sözlerinin ırkçılık değil doğrular olduğunu söyleyen Braverman, ülkeye yasa dışı yollarla girenlerin ülkelerine ya da üçüncü ülkelere 28 gün içinde hudut dışı edilmelerinin yolunu açan Yasa Dışı Göç Yasası ile otellerde tutulan sığınmacıların barınak gemileri ve askeri tesislere taşınmaları planının da mimarı oldu.

Braverman’ın duyurduğu plan çerçevesinde 500 kişinin konaklaması için hazırlanan Bibby Stockholm barınak gemisi, yangın riski ve tahliyelerin zorluğuna ait mahallî idarenin raporlarına karşın ağustosta birinci göçmenlere kapılarını açtı.

Gemi, birkaç gün sonra suda bulunan lejyonella bakterisi nedeniyle boşaltılsa da ekimde tekrar hizmete girdi. Bu mühlet içinde 2 bine yakın sığınmacıyı ağırlayacak askeri tesislerdeki barınaklara da birinci göçmenler götürülmeye başlandı.

FİLİSTİN BAYRAKLARINI TERÖR TAKVİYE OLDUĞUNU SÖYLEDİ

Ekimde tüm ülkede Filistin’e takviye için yapılan yürüyüşlere verdiği yansılar ise Braverman için sonun başlangıcı oldu.

İsrail’in 7 Ekim hücumlarına verdiği karşılığı protesto etmek için başlatılan yürüyüşlerde polise Filistin bayrağı taşıma ve “Nehirden denize Filistin özgür olacak” sloganını teröre takviye olarak kıymetlendirme daveti yapan Braverman, Filistin yanlısı şovlar için “Nefret yürüyüşü” tabirini de kullandı.

Londra’da beşinci Filistin’e dayanak yürüyüşünün, Birinci Dünya Savaşı sonunda müttefiklerle Almanya ortasında imzalanan ateşkesin yıl dönümünde düzenlenen Ateşkes Günü merasimleriyle birebir güne geldiği gerekçesiyle iptalini isteyen Braverman, polise de yürüyüşü durdurma daveti yaptı.

Ancak emniyet, hem kâfi yasal münasebet olmadığı hem de iki aktiflik ortasında ara ve saat farkı olması nedeniyle yürüyüşü iptal etmeyeceğini açıklasa da organizatörlerden erteleme talebinde bulundu.

Braverman, Times gazetesine yazdığı makalede polisin bu tavrını eleştirerek, Filistin kelam konusu olduğunda polisin ikili standart uyguladığı suçlamasını yaptı.

Yürüyüşlere ait, “Gazze için bir yardım çığlığı olduğuna inanmıyorum.” tabirini kullanan Braverman, 11 Kasım’daki yürüyüş sonrası ise yaptığı X paylaşımında birtakım pankartların “hastalıklı, kışkırtıcı ve kabahat teşkil eder” nitelikte olduğunu öne sürdü.

Braverman, polise ve eylemcilere karşı kullandığı tabirler nedeniyle hem hükümetten hem de muhalefetten reaksiyon aldı.

Maliye Bakanı Jeremy Hunt ve Silahlı Kuvvetlerden Sorumlu Devlet Bakanı James Heappey, “Bunlar, benim kullanacağım tabirler değil.” açıklamasını yaparken ana muhalefet önderi Keir Starmer, Braverman’ın misyondan alınması gerektiğini söyledi.

Braverman’ın istifası ya da vazifeden alınması talebi, Filistin’e dayanak yürüyüşlerinde de lisana getirildi.

AİLER ÜYELERİ İSRAİL ORDUSUNDA MİSYON YAPTI

Braverman’ın İsrail’e ve ülkedeki Yahudi toplumuna şartsız takviyesi de toplum tarafından eleştirildi.

Eşi de Yahudi olan Braverman, geçmişte bir Yahudi gazetesine verdiği mülakatta yakın aile üyelerinin İsrail ordusunda vazife yaptığını açıklamıştı. AA