Saadet Partisi (SP) Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, Millet İttifakı adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimde birinci cinste kazanacağına inandığını ancak dört adayla girmenin olumsuz tesir yapma ihtimalinin mevcut olduğunu söyledi.

Karamollaoğlu, sırasında DW Türkçe’nin de kapsamlı bir özet öyküsüyle söyleşisinde seçime yaklaşırken yaşanan gelişmeler, Millet İttifakı ortak yerinde liste toplantıları, Cumhur İttifakı’nın yedekleri ve bayana takviye olmak üzere gündemdeki bahislere ait bilgiler yanıtladı.

Dört aday seçimi nasıl tesirler?

Saadet Partisi başkanlığı seçimine dört gün devam edildise de “birinci tepeta dahi uzaktaların ötesinde bir sonuç alınacağı” kanaatinde bunun ortaya çıkacağını şöyle duyurdu:

“Çünkü ailesinin büyük bir kısmı kamuoyunda yoklamaları dahil kendilerinden beyan etmekten heyecan duyuyordu. ‘Başıma bir meşakkat gelir mi? Yakınlarım ziyan görüyor mü?’ gibi… Bundan dolayı ben bu seçimlerde Kılıçdaroğlu’nun geleceklerinden daha fazla oy alacağını ve fark ortaya çıkacağını tahmin ediyorum.”

“Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci sınıftan şu an dört günde gidiliyor olmak üzere görünmediğine işaret etmek yerine seçimin sonucunun nasıl etkileneceğinin” sorulması üzerine ise Karamollaoğlu “Dört adayın girmiş olması ister istemez sonuçtayi birinci tıpta bölgede olacak şekilde” verdi.

Karamollaoğlu, bu durumun “Darı İttifakı’nı olumsuz istikamette mi zayıflatacağı” sorusuna yanıt ise, gelecekte olacağını kaydetti:

“Büyük ihtimalle o denli bir durum var. Ben geçen seçim olağanda aday kazancım. Herkes boyunca ben de olayım dedim. Ancak seçim kazanmayacağını bile bile bir seçime girmek için bir niyet gerektiriyor. O da cumhurbaşkanlığını seçimini etkilemektir, başka bir şey olmaz. ‘Ben 1 milyon, 2-3 milyon oy alacağım’… Bu niyetle girdiğiniz vakitten kimden oy alacağınıza bağlı olarak denklem değişiklikleri. Bundan dolayı içinde yer alan kaidelerden ve seçim sürecinden dolayı bu hesaplanarak yapılan bir iştir.”

DW Türkçe muhabiri Gülsen Solaker ve Saadet Partisi başkanı Temel Karamollaoğlu Fotoğraf: DW

“Tayyip Beyefendi paniği içinde”

Karamollaoğlu, Yine Refah Partisi’nin (YRP) Cumhur İttifakı’na katılma kararının Saadet’i nasıl bölünmesinin sorulmasına karşılık da mesajına dikkat çekti:

“Elbette bize tesiri olur, yani sayılır olur. Onun için bunu ortadan kaldırmak için artık kazanmaksak da kazanmaksak da ‘biz de seçime girelim, oylarımız diğer bir partiye gitmesin’ diyorlar. Yani hem nalına hem mıhına olmak üzere.”

Saadet başkanı Cumhur İttifakı’nın YRP’nin katılımının yanı sıra HÜDA PAR’ın da okuyabildiğiyle seçmeni ise şu sözlerle takdir etti:

“Tayyip Beyefendi normalde meclisteki çoğunluk da dikkate alınmaz ancak temel tam olarak cumhurbaşkanlığı (önemli). Şayet Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu partilerden azar azar da olsa oy devşirebilirse bu avantajna. İşte HÜDA PAR için ortaya konan sayılar belirli. Buna demek ki patlamak duyuyor. Onun için ben Tayyip Bey’in yaklaşımında nerede küçük de olsa bir oy potansiyeli görüyorsa onu alabilmek için bir saldırı yapılması gerekli görünüyor.”

Karamollaoğlu, HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakı’nda başta bayanlar olmak üzere çeşitli bölümlerde de dağınık olduklarının anımsatılmasına karşılık ise “Ben şu anda Tayyip Bey’i biraz panik içinde anıyorum” diyerek şunları kaydetti:

“İnsan telaşlı ve huzursuz olduğunda, bir yerden bir şeyler kazanıyorum derken sonraki dünyada da vardı. Bu olağan bir şey. Yani Tayyip Beyefendi orada somut bir temelin oyunu almak istiyor. Yani HÜDA PAR’a bugüne kadar oy vermiş olanlar bu seçimde Tayyip Bey’e oy verebilirler. Belirli ölçüde insanı buradan kazanacağız daha fazlasını kaybetme ihtimali de olabilir.”

Erdoğan’ın kaybetme ihtimalinin arttığını ve bunun için de yola başvurmaya başardığını söyleyerek Karamollaoğlu, “Bu durumda insan çok rahatlık yanılgı yapar. Yani ‘Ben şu oyu geçmişte olanlarım’ fikri orada yürümüyor anladığım kadarıyla devam ediyor” diye konuştu.

Karamollaoğlu, Erdoğan’ın şu anda yaptığı ataklar ve son açıkladığı artırımlarla kümelenmiş grup insanları etkilemeye çalıştığını kaydetti.

Kadınların saklanmasının önlenmesi ve 6284 sayılı kanun

Cumhur İttifakı’nın YRP ve HÜDA PAR konusunda partilerle verilerin bayana yoğunlaşmasına yönelik 6284 sayılı kanuna ait tartışmaları da yine konunun gündeme getirilmesinin hatırlatılması ve bu hususa bakışının sorulması üzerine Karamollaoğlu şöyle konuştu:

“Biz aslında İstanbul Mukavelesi sorunu ile ilgili olarak da bunu fırsatta lisana yapıyorum. Bayana koruma önlemleri devlet için bir vecibe. Bunu kesinlikle sağlar icap eder. Lakin günümüzde alınan önlemler bunu sağlamadı. Çok açık ve net olarak görülüyor. olacak önlemlerin toplanmasına uygunluğu var.”

Karamollaoğlu, caydırıcılığın arttığını belirterek kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Misal; bir insan gelecek, kendi küçük çocuklarını, eşini hiç acıdan hunharca katledecek. Mahkemeye gidecek, onlarda tahminen öldürülecek ki ‘sen büyük bir cinayet işlemişsin, yine ömrüne devam et lakin hapishanede’. Yani kesin olan idam cezası bile getirilebilmeli. Çaydırıcı olunmak mecburiyetinde. Lakin ben idamı rastgele bir bahis için söylemiyorum.”

Karamollaoğlu, “Ben hunharca’nın kendi çocuklarını ve karısını katleden bir insanın idam edilmesinin gerekli olduğu kanaatindeyim” diyerek kesin olması ve şaşkınlıklarda bir katliam gerçekleşmesi durumunda bu cezayı savunduğunu da kaydetti.

Kadın cinayetlerinin takibinin yıllarca konuşulduğu ancak bir azalma değil bilakis artış olduğunu söyleyen Karamollaoğlu, 6284 sayılı kanunda bir değişima değişim yaşadıklarının sorulmasına karşılık şu şekilde cevap verdi:

“Bazı noktalar kesinlikle olur, değiştirilmesi gerekir. Yani biz kanunları illa ki olduğu üzere Batı’dan, kendi parlamentomuzdan geçirmeliyiz. Her şey ayrı ayrı görüşülmeli, tartışılmalı ve üzerine inşa edilmeli. Ailenin konunun korunmasıdır. Aile toplumunun temelidir. Aile bir erkek bir bayandan ve çocuklardan meydana gelir. İki bayan, iki erkek aile mefhumunun bedeli değildir. Zira toplum giderek zaafa geçirmeye başladı.”

Fotoğraf: Gülsen Solaker/DW

İttifak içinde ittifak ittifakları

Millet İttifakı içinde Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Partisi ortasında “ittifak içinde ittifak” birleşmeye yönelik çabaların ulaşmaya çalışıp ulaşmadığı sorusuna Karamollaoğlu şu yanıtı verdi:

“Henüz bir tane var değildi. Birkaç gün daha sabredeceğiz. Bu ittifakın olması gerçekten her üç parti için de pahalı. Parlamentoda Millet İttifakı olarak bizim çoğunluk teşkilatımız için de değerli. “

Karamollaoğlu, bu küçük ittifakın kurulamaması durumunda seçime tek başlangıçların 81 vilayetine girmelerinin yüksek olduğunu belirtirken, “Tabii bu şekilde girişle alacağımız sonucun ne de net olarak göremeyiz. Lakin birlikte girdiğimiz vakit çok daha büyük bir muvaffakiyet elde ediyoruz” diye konuştu.

SP’nin CHP ya da YETERLİ Parti listelerinden girişinin kelam konusu olup olmadığının sorulmasına karşılık ise “Belki birkaç kişi olabilir ama yaşayanlar bir şey söylemek gerçek değil” diyen Karamollaoğlu, ama bu yapabileceğiniz da sonlu güçleniyor ve ortada dolaşan küme kuracak vekil savlarının doğruyu yansıttığını doğruluyor belirtti.

Karamollaoğlu, bu sistemle ortak liste tartışmalarının Cumhur İttifakı için de geçerli olduğunu işaret ederek MHP’nin kümeleneceği kadar vekil ortaya çıkma ihtimalini zayıf beslenme ve bu nedenle MHP’nin AKP listelerinden gireceğini kanaati taşıdığını da belirtti.

SP başkanının ittifak içinde ittifak sonuçlarının bu hafta ya da en geç Pazartesi gününe kadar netleşebileceğini, zira artık akabinde 9 Nisan’a kadar ortak listelerin yapılması planını belirtti.

Millet İttifakı içinde bakanlık paylaşımlarının yapıldığı savlarını ise yalanlayan Karamollaoğlu, bakanlıklara seçimde alınacak özelliklere göre karar verileceğini belirtti.

DW Türkçe’ye manisiz nasıl ulaşılabilirim?