Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TRT Haber özel yayınında soruları yanıtlandırdı.
Bakan Tekin’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Ben daha evvelce Ulusal Eğitim Bakanlığı’nda 5,5 yıllık müsteşarlık devrimiz vardı. Hasebiyle bu çeşit aktiflikleri o tarihte de yapıyorduk. Artık de arkadaşlarımızla bu manada paylaşım yapabilecekleri, bakanlığın kendiyle bu manada bağlantı kurabilecekleri bir düzenek olsun diye Öğretme Yetiştirme Genel Müdürlüğümüzden rica ettim. Bu yıl farklı bir Öğretmenler Günü konsepti oluşturalım diye. Zira hem 24 Kasım artı Cumhuriyet’in 100’üncü yılı, bütün etkinlikler bu konseptte birleşmiş oldu. Yüzyılın öğretmenler günü aktifliğini yapıyoruz. Biz kurgularken üzerinde oldukça konuştuk.
Biz bunları yaparken birçok kamu kurumdan dayanak aldık. Bu kadar ağır bir mesai içinde sayın Cumhurbaşkanımız, öğretmenlerimizle birlikte oldu. Çok da keyif aldı. Toplantı sonrası kendi niyetlerini de söyledi. Ben evvel Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum. Sonra TBMM Liderimiz bizi kabul etti. Meclis Liderimize çok teşekkür ediyorum. Çok yeterli bir mesken sahipliği yaptı. Bütün bu aktiflikleri yaparken yalnızca bizim Bakanlık değil birçok kamu kurumundan dayanak aldık. THY’den Vakıfbank’a kadar, farklı Bakanlıklara kadar takviye aldık. Emeği geçen, katkı veren herkese çok teşekkür ediyorum.
YENİ YÜZYIL İÇİN SEMPOZYUM
İl ve ilçe müdürlüklerimizden şunu rica ettik. Vilayetinde ilçesinde fark oluşturan öğretmen arkadaşlarımızı davet edin dedik. Sonra şehit yakını öğretmenlerimiz var yahut şehit öğretmenlerimizin yakını, Aybüke öğretmenimizin annesi ve babası bizimle beraberdi. Bu türlü engelli öğretmenlerimiz onları davet ettik. Devam edecek bu. Yıl sonunda da bir öğretmenin gözünden yüz yılın eğitimi içerikli sempozyum yapıyoruz. 200 civarında bir öğretmen arkadaşımızın bildirisi kabul edildi. Aralık ayının son haftası. Tam tarihinden emin olmadığım için söyleyemedim. Bu türlü bir aktiflik olacak. Bu vakit zarfında bu çeşit etkinliklerimiz devam edecek.
Bir öğretmenimizin kendi vilayetinde ilçesinde başlattığı, Türkiye genelinde yaydığımız projeler olacak ilerde.
Biz çok büyük bir topluluğuz. Habercilik mantığı prestijiyle olumsuz haberler ön plana çıkarılıyor. Lakin o kadar 1 milyon 200 binin üzerinde kamuda resmi ve özelde öğretmen sayımız. Bunların içerisinde o kadar hoş şeyler yapan öğretmenlerimiz var ki keşke medya onları ön plana çıkarsa. Makûs örneklerin sayısı nitekim çok az. Bu tarafta büyük bir havuz var. Orada hoş haberler yapılırsa, bunu 24 Kasım’da değil de yılın tamamında yapılırsa öğretmen arkadaşlarımıza da nitekim çok hoş bir takviye olacak. Medyadaki arkadaşlardan bunu bilhassa rica edeyim. Koskoca 1 milyon 200 bin kişilik bir ailede bir tane öğretmenimizin, bir tane eğitim çalışanımızın yaptığı bir şeyin bütün bu camiayı temsil etmediğini söylüyorum ben. Burada çok hoş şeyler yapılıyor. Uygun şeylerin bence haber kıymeti olması gerekiyor.
“YEPYENİ BİR KANUN”
Türkiye’de birçok mesleğine kendine has kanunu var. Polis, akademik işçi, doktor, hakim, savcı, bütün mesleklerin kendine has kanunları var. 60 yıllık bir hasret. Öğretmenlik Meslek Kanunu geçtiğimiz yıl maddeleşti. Sonrasında da AYM birtakım hususlarını iptal etti. İptalin üzerinden gerekçeli karar yayınladığında da 9 aylık bir yasal mühlet tamamladı bizi. 9 ay içerisinde Öğretmenlik Meslek Kanunuyla ilgili iptal edilen unsurlarla ilgili düzenleme yapılmasını öngördü. Ben şahsen kanunu tekrar gözden geçireceksek AYM’nin kararı ışığında, kamuoyunda öğretmen arkadaşlarımızın öğretmenler odasında aldığım tekliflerin, paydaşlarımızın, siyasi partilerin teklifleri doğrultusunda yeni bir kanun yapılabileceğini düşünüyorum. Onunla ilgili de daha evvel farklı ortamlarda söyledim. Teklifler olursa ve bu tekliflerde toplumsal uzlaşı sağlanabilirse yepisyeni bir kanun yapabiliriz. Bu türlü bir konsensüs ortamı olmazsa, AYM’nin iptal ettiği unsurları, iptal münasebetine uygun olarak yasal düzenleme yapıp mevcut haliyle devam edebiliriz. Artık biz bu süreci yürüteceğiz. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili süreç bu türlü.
BAŞÖĞRETMENLİK BAŞVURULARI
10 ve 20 yıllık müddetlerle uzman ve başöğretmenlikle ilgili müracaat şartları vardı. İmtihana müracaat ve iştirak yaklaşık yüzde 99 oranında. Uzman öğretmenlik için 58 bin 967 öğretmenimiz başvurdu. Başöğretmenlik için 3 bin 921 öğretmenimiz başvurdu. Müracaattan sonra imtihana girme oranı da yüzde 99,4. Çok az sayıda öğretmenimiz imtihana girmedi ya da giremedi. Sonuçlar da açıklandı. Ben bu vesileyle uzman öğretmen ve başöğretmen olan arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.
Öğretmen arkadaşlarımızın içiresinden farkındalık yaratan yeni şeyler, yeni projeler hazırlayan arkadaşlarımızı ödüllendirmek istiyoruz. Kanunla uzman ve başöğretmenlik ismiyle ödüllendirme düzenekleri oluşturulmuş. Onun dışında da bu manada arkadaşlarımızın uğraşlarını daima takdir edeceğiz, ödüllendirmek için gayret sarf edeceğiz.
ŞEHİT AYBÜKE ÖĞRETMEN FİLMİ
Bir defa sinemanın yapımcısını da tebrik ediyorum. Oradaki duygusal ortamı sinemaya hakikaten hoş yansıtmışlar. Sayın Cumhurbaşkanımız gözyaşlarına hakim olamadı. Aybüke öğretmenimizin annesi ve babası yanımızdaydı. Bir öğretmen, meslek hayatındaki çalışma yılı kaç yıllık olursa olsun, gittiği bir ilçede, bir köyde fark yaratabileceğini Aybüke öğretmenin öyküsünden aslında tüm Türkiye görmüş olacak. Bir öğretmenimiz şayet çalıştığı yerdeki mülki yönetim amirleri, çalışma arkadaşları, sivil toplum örgütleri kendisine takviye verirse, sahiden ilin ilçenin rengini değiştirecek kadar hoş işler yapıyorlar.
Yapımcılara, TRT’ye çok Aybüke öğretmen kıssası bulabileceğini Ulusal Eğitim topluluğunda söyleyeyim. Buradaki arkadaşlarımızın fedakarlıkları sinema ve dizi ortamına taşınırsa sahiden çok keyifli olurum.
ÖĞRETMENLER ODASI BULUŞMALARI
Biz daha evvel de burada uzun bir mühlet arkadaşlarla mesai arkadaşlığı yaptığımız için o vakit da alandan istişareleri çok önemsiyordum. Arkadaşlarımızla iki türlü, bir alandaki arkadaşların ne sorunları var, iki merkezden uygulamaya geçirdiğimiz projelerin alandaki karşılığı ney? Bunu anlamak için arkadaşlarla içli dışlıydık. Bakanlık sürecinden sonra da bunu kurumsal hale getirdik. Her ayın birinci cumartesi günü hangi ildeysem… Bizim Bakanlığımızın bir sitesi var bir bilgi havuzu. Orada bir randevu butonu oluşturuyoruz. Türkiye’nin neresinde olursa olsun öğretmen arkadaşımız oradan randevu alıyor. 250 arkadaşımız katılıyorlar. Oturuyoruz, hepsi ucu açık ne kadar vaktimiz var diye sormuyoruz, herkese kelam veriyoruz. Katılan arkadaşlarımız biraz evvel bahsettiğim üzere kendi projelerini anlatıyorlar, eğitim sistemi hakkındaki niyetlerinden, hazırladıkları raporları paylaşıyorlar. Birtakım arkadaşlarımız büsbütün ferdî yaşadıkları sorunları taşıyorlar. Çok teknik, dokunulması gereken, düzeltilmesi gereken noktaları oradan alıyoruz ve geldikten sonra onları düzeltiyoruz, arkadaşlara da duyuruyorum.
Ara tatil
Bizim Bakanlıktaki bütün eğitim öğretim dairelerinin içerisinde bir tane daire başkanlığı var. Hepsinde standart İzleme ve Kıymetlendirme Daire Başkanlığı. Hayata geçirdiğimiz bütün uygulamalar, attığımız bütün adımlar o daire tarafından bedellendiriliyor. Orta tatillerle ilgili anket yapılıyor halinde verilen haberler, o İzleme Kıymetlendirme Ünitesi’nin orta tatillerle ilgili yaptığı rutin kıymetlendirme. Biz oradan gelecek dataları kıymetlendiririz, orta tatillerle ilgili oturup karar veririz. Şöyle bir tablo var. Benim ferdî olarak görüşüm şu. Bu türlü bir orta tatil uygulaması yapacaksak, Türkiye coğrafik manada çok farklı iklim cinslerinin ve iklimin birebir anda yaşandığı ülke. Kasım ayında Antalya’da tatil yapmak mı, yoksa bu tatili daha sıcak mevsimlere kaydırmak mı? Bu tatiller olacaksa şayet vilayetlerin iklim şartlarına nazaran tarihleri revize edebiliriz. Bir anket falan yapmıyoruz. Orta tatillerin kaldırılması da gündemimizde yok. İkinci periyotta biraz olmayacak üzere duruyor. Kurban Bayramı tatiliyle örtüşüyor. O denli bir durum kelam konusu. Kaldırmadık, o tatil Kurban Bayramı ile birleşmiş oluyor.
YENİ DERSLİKLER
Sayın Cumhurbaşkanımız biz misyona başladığımız andan itibaren bütün Kabine toplantılarında sarsıntı bölgesi çok hassas bir biçimde takip ettiği husus. Biz de üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Bizim üzerimize düşen de orada hasar gören okullarımızın tamiratı, tadilatı, kullanılamayacak duruma gelen okullarımızın yerine yeni okulların yapılması, rezerv alanlar yani yerleşim yerlerinin taşınması durumunda yeni yerleşim yerlerinde okul planlamalarının yapılması ve bölgede çalışacak öğretmen arkadaşlarımızın sorunlarını çözmekti. Tıpkı biçimde öğrenci arkadaşlarımızın da zelzele sürecinde yaşadıkları kaybın giderilmesiydi. Okullar açıldığında 11 Eylül prestijiyle eğitim öğretim sürecini meselesiz biçimde başlattık. Süratli bir halde bize ayrılan bütçe imkanları çerçevesinde yeni derslikler inşa ettik. 2500 civarında dersliği, yeni derslik bunlar. 45 bin civarında dersliği elden geçirdik.
Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla biz 2024-2025 eğitim öğretim yılı başladığında sarsıntısı yaşayan vilayetlerimizin tamamında 6 Şubat’tan evvelki derslik sistemine erişmeyi hedefliyoruz. Planlamamızı ona nazaran yaptık. Bir aksilik olmazsa o tarihler prestijiyle derslik sayısının üzerine çıkmış olacağız.
ÖĞRETMEN ATAMALARI
2023 yılı için atama bahar aylarında yapıldı ve eylül başı prestijiyle 45 bin arkadaşımız ortamıza dahil oldu. 4 bin civarı da e-KPSS üzerinden yapılan atamalar oldu. Hasebiyle 50 bine yakın arkadaşımız başlamış oldu. 2024 bütçesi TBMM’de onaylandıktan sonra Hazine ve Maliye Bakanımızla koordineli bir formda atama için bize tanımlanacak sayıyı belirleyeceğiz. Belirledikten sonra da biz bakanlıkta oturup hangi branşa ne kadar öğretmen alacağımızı belirleyeceğiz. Orada da arkadaşlarımızın hiç kaygısı olmasın. Biz kendi gereksinimlerimiz üzerinden rastgele bir branşa olumlu ayrımcılık tanınmaksızın adil, hukuka uygun bir branş dağılımı yapıp arkadaşlarımızla paylaşacağız.
News
