Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Kısmı öğrencisi Pınar Gültekin, 16 Temmuz 2020 tarihinde kaybolmuş, beş gün sonra, 21 Temmuz günü de Gültekin’in cesedi ormanlık bir alanda bulunmuştu.
Cinayetle ilgili soruşturma soruşturması kapsamında güvenlik kameralarından teşhis edilen şüpheci Cemal Metin Avcı, “canavarca hisle ve eziyet çektirerek taammüden öldürme” suçlamasıyla tutuklandı. Eski sevgilisi olan Avcı, 27 yaşındaki Gültekin’i boğarak öldürdüğünü, cesedini varile kaydettirdiğini ve üzerine beton döktüğünü itiraf etti. Olayla ilgili olarak İsimli Tıp tarafından uygulanan raporda ise Pınar Gültekin’in canlı diri yakıldığı ortaya çıktı. Raporda, “Mevcut bilgilerle kişinin hayattayken ateşten maruz kaldığının kabulü gerekli oybirliğiyle mütalaa yapılır” sözlerine yer verildi.
Devam eden yargılama sürecinde savcılık da tutuklu bulunan sanığın “canavarca hisle, eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme”, tutuksuz yargılanan kardeşi M. Avcı’nın ise “canavarca hisle ve eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme cürmüne ayırma” cürmünden ağırlaştırılmış müebbet mahpusla cezalandırılmasını talep ettii. Anne A. Avcı, baba S. Avcı, sanık Cemal Metin Avcı’nın eski eşi EK ve iş arkadaşı Ş.GO hakkında da “suç kanıtlarını gizleme, yok etme ve değiştirme” suçlamasıyla 2 harf 5 yıla kadar mahpus cezası istendi.
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davanın, 20 Haziran’da 13’üncü duruşmasında karar çıkması bekleniyor.
Avukat Deniz: Pınar’ın özel hayatı yargılandı
DW Türkçe’ye konuşan avukatlardan avukat Kübra Çelik Deniz, sanığın haksız teşvik indiriminden yararlandığı için dava süresi boyunca savunmayı değiştirdiğini söyledi.
Şefika Gültekin Fotoğraf: DHA
“Sanık, ‘tehdit etti, öldürdüm’ dedi. ‘Bıçak çekti, öldürdüm’ dedi. Bu savunmaları tekraren çürütüldü” diyen Avukat Deniz, sanık Avcı’nın haksız teşvik indirimi için yaptığı savunmalara mahkeme heyetinin de destek aradığını lisana getirdi. Adil yargılamanın kesilmesine dikkat edilmesi Deniz boyunca, “Pınar’ın özel hayatı resmi olarak yargılandı. ‘Öldürüldü lakin neden öldürüldü’ öldürüldüğü için para arandı. iCloud geçmişi, kişinin içindeki bilgiler talep edildi. ” diye konuştu.
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden Toplanması
Gültekin cinayeti, kamuoyunda “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen “Kadına Yönelik Şiddet ve Mesken İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Uğraşa Dair Avrupa Kurul Sözleşmesi”nin tartışmaya açıldığı 2020 yılının yaz aylarında meydana geldi.
Sözleşmeden çekilme tartışmalarının sürdüğü bir sıra işlenen cinayet, başta bayan hakları savunucuları olmak üzere toplumun eylemini topladı. Ülkeye gidebilecek olan kadınlar, bayan cinayetlerini protesto etti. hesaplanan toplumsal medya kullanıcısı bayan ise ölümlerde açık siyah-beyaz yaka fotoğraflarına dönüşmek istemediklerini belirtti #İstanbulSözleşmesiYaşatır, #ChallengeAccepted, #WomenSupportingWomen etiketleriyle Twitter ve Instagram’da fotoğraflar paylaştı.
Erkek gelirine karşı toplumsal medya kampanyasının dünya çapında ses getirdiği ve müzikçi Christina Aguilera ile oyuncu Jessica Biel olarak ünlü isimler de kampanyaya dayanak verdi.
Danıştay’ın İstanbul Mukavelesi’nin düzenlenmesi bekleniyor
Ancak Türkiye genelinde protestolara karşı, Pınar Gültekin cinayetinden sekiz ay sonra İstanbul Sözleşmesi’nden 20 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığı kararıyla çekildiğini duyurdu. Bayan borçları, barolar, sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler, kararın iptali için Danıştay’a başvurdu. Danıştay başvurularında, kararın hukuken karar verilmediği, mukavelenin Meclis iradesinin yok sayılarak feshedilemeyeceği belirtildi. Danıştay’da devam etmeyen çekilmenin iptali istemiyle açılan davada ise 23 Haziran’da kararın çıkması bekleniyor.
Eşitlik İçin Bayan Platformu (EŞİK) gönüllüleri Avukat Gökçeçiçek Ayata’ya verildi, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının başarısızlıkla sonuçlanan bildirisi değerli. Ayata, “Kadına gayret için hazırlanmış bir insan hakları desteğinden çekiliyor, başarısızlıkları cesaretlendiriyor” diyor.
Kadın bir yandan da Danışmayı bekliyor Fotoğraf: DHA
Gökçeçiçek Ayata, bayana yönelik şiddet hadiselerinin önlenebilmesi için toplumsal cinsiyet eşitliğini baz alan bütüncül bir siyaset ile gayretin sürdürülmesinin bilhassa çoğalmasını çiziyor. Avukat Ayata, kelamlarını “Sadece faile daha fazla ceza vererek bayana ortadan kaldırılamayacağını yıllar boyunca söylüyoruz. Bayana şiddet, sadece faile yüklenerek şahsileştirilecek bir durum değil” devam ediyor.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na dava
Bir yanda şiddet olayları ve kadın cinayetleri devam ederken, diğer yanda da kadın boyutlarına yönelik baskılar artarak sürüyor. Artan baskıların son örneklerinden biri, “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği”ne açılan fesih davası oldu.
Nafaka kazası nedeniyle 2016 yılında bir kişinin Başbakanlık Bağlantı Merkezi’ne (BİMER) yaptığı şikayetler nedeniyle dernek hakkında açılan soruşturma nedeniyle dava değişti. İddianamede, “derneğin maksadı dışında faaliyet gösterdiği, dernek maksadının kanuna ve ahlaka hale geldiği kanaatinin oluştuğu” öne sürüldü.
News
