İsrail ordusu, 15 Kasım sabahı Gazze’de binlerce hasta ile yerinden edilmiş sivilin bulunduğu, bölgenin en büyük sıhhat tesisi Şifa Hastanesi’ne baskın düzenlemişti.
Baskının akabinde, İsrail’in tüneller ve cephanelikler yerine binada bulduğunu tez ettiği paslı silahlar ve birkaç kamerayı ispat olarak sunması, tenkitlere neden olmuştu.
İsrail ordusu, Şifa Hastanesi’ndekilerin araçsız formda hastaneyi boşaltmalarını istemiş fakat yaralı ve hastalardan bir kısmının hastaneden yürüyerek çıkması mümkün olmadığı için birtakım tabipler ve sıhhat çalışanları hastanede kalmıştı.
İsrail güçleri Gazze Şeridi’nin en büyük sıhhat kompleksi Şifa Hastanesi’ni işgal ettikten 10 gün sonra birtakım kısımlarını yıkarak hastaneden çekilmişti.
15 GÜN SONRA BİRİNCİ DEFA ŞİFA HASTANESİ’NDE DİYALİZE GİRDİ
AA muhabirine konuşan Filistinli 67 yaşındaki böbrek hastası Abdülhakim el-Medhun, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya beldesi sakinlerinden olduğunu ve 15 gün sonra birinci kere Şifa Hastanesi’nde diyalize girdiğini söyledi.
Medhun, evvelce haftada 3 defa diyalize girdiğini lakin Gazze Şeridi’ne taarruzların başlamasıyla seans ve seans başına düşen saat sayısının azaltıldığını söz eti.
Savaşın şiddetinin artmasıyla kendisi için “can simidi” niteliğinde olan bu diyaliz seanslarına ulaşamadığını anlatan Medhun, Gazze Şeridi’nin kuzeyinde bulunan ve İsrail ordusunca boşaltılan Endonezya Hastanesi’ndeki diyaliz kısmının de faaliyete başlamasını umduğunu kaydetti.
İsrail ordusu, 24 Kasım’da Endonezya Hastanesi’ne baskın düzenlemiş, uzun mühlet kuşatma altında tuttuğu hastaneye yiyecek, su ve insani yardımın girişine ve cenazelerin defnedilmesine müsaade vermemişti.
Gazze’deki Sıhhat Bakanlığı, 25 Kasım’da hastanenin büsbütün boşaltıldığını duyurmuştu.
ONLARCA BÖBREK HASTASI HAYATINI KAYBETTİ
Şifa Hastanesi Böbrek Hastalıkları ve Nakil Kısmı Lideri Gazi el-Yazıcı, “Kuşatılması ve işgali nedeniyle hizmetin iki haftadan fazla müddetle askıya alınmasının akabinde salı günü prestijiyle Şifa Hastanesi’ndeki diyaliz kısmında çalışmalar tekrar başladı.” dedi.
Yazıcı, bu hizmetin durdurulmasının hastalar için, “toksin birikmesi, sıvı yoluyla kilo alımı ve yüksek potasyum seviyeleri” üzere komplikasyonlara neden olduğuna dikkati çekerek, diyaliz kısmının devre dışı kalmasıyla onlarca böbrek hastasının hayatını kaybettiğini vurguladı.
Gazze Şeridi’nde “200 böbrek hastası olduğunu aktaran Yazıcı, hastanedeki diyaliz kısmının yine faaliyete girmesiyle 50 hastanın diyaliz seanslarına alındığını belirtti.
Yazıcı, ana jeneratörü çalıştırmak için gerekli yakıtın bulunmaması, su, tıbbi sarf gereçleri ve gerekli ilaçların eksikliği nedeniyle hastanenin çok büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunun altını çizdi.
GAZZE ŞERİDİ’NDEKİ SIHHAT SİSTEMİ ÇÖKTÜ
Gazze’deki Sıhhat Bakanlığı Acil Durum Operasyon Merkezi Müdürü Mutesim Salah, “Gazze Şeridi’ne yönelik atakların başlangıcından bu yana hastanelere binlerce yaralı getirilirken, bölgedeki sıhhat sistemi büsbütün çöktü.” dedi.
Tüm hastanelerin İsrail ordusunca maksat alınması nedeniyle Gazze kenti ile kuzeydeki sıhhat sisteminin altyapısı için “felaket” nitelemesi yapan Salah, “Güneyde Refah, Han Yunus ve Merkez kentlerindeki hastanelerde ise yaralı kabul edemez hale geldik.” tabirlerini kullandı.
Yaralılara sıhhat hizmeti veren tek hastanenin Gazze kentinin Zeytun Mahallesi’nde bulunan El-Ehli Baptist Hastanesi olduğuna dikkati çeken Salah, hastanelerin hasta ve yaralılara tekrar hizmet verebilmesi takviye davetinde bulundu.
Gazze’deki Hükümetin Medya Ofisinden 26 Kasım’da yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in ataklarının başladığı 7 Ekim’den bu yana, 26 hastane ile 55 sıhhat merkezinin büsbütün hizmet dışı kaldığı, 56 ambulansın İsrail ordusunca direkt maksat alındığı, onlarca ambulansın da yakıt yetersizliği nedeniyle çalışamaz hale geldiği belirtilmişti.
Açıklamada, “İşgalci İsrail, kasıtlı ve planlı bir formda sıhhat bölümünü ortadan kaldırmak için hastaneleri, sıhhat merkezlerini ve sıhhat gruplarını amaç almaya devam ediyor.” tabirlerine yer verilmişti.
İSRAİL’İN GAZZE’Yİ İŞGALİNDE SON DURUM
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail’in “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal bedellerine yönelik daima ihlallerine karşılık verme” gerekçesiyle kapsamlı atak düzenlerken İsrail ordusu da Gazze Şeridi’ne ağır hava bombardımanı başlattı.
İsrail’de 7 Ekim’deki hücumlarda 310’dan fazlası asker olmak üzere 1200 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 kişinin yaralandığı duyuruldu. İsrail ordusuna nazaran, 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki çatışmalarda 70, Lübnan hududunda da 6 İsrail askeri öldürüldü.
Gazze’deki hükümete nazaran, 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’nde İsrail akınlarında öldürülen Filistinlilerin sayısı 6 bin 150’den fazlası çocuk ve 4 binden fazlası bayan olmak üzere 15 bini aştı.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de 7 Ekim’den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin ataklarında 242 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu, Gazze’de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. İşgal sırasında birtakım hastaneleri bastı. Taarruzlarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.
İsrail ordusu ile Hizbullah ortasında 8 Ekim’den bu yana hudutta yaşanan çatışmalarda 85 Hizbullah mensubu öldü.
HAMAS İLE İSRAİL ORTASINDAKİ ESİR TAKASI MUTABAKATI
İsrail ile Hamas ortasındaki çatışmalara 4 gün “insani ara” verilmesine ait uzlaşma, 24 Kasım Cuma günü saat 07.00’de (TSİ 08.00) uygulamaya girdi.
İsrail ile Hamas ortasındaki “insani ara” uzlaşısı kapsamındaki esir takası mutabakatı çerçevesinde şu ana kadar Gazze Şeridi’nden biri erkek, başkaları bayan ve çocuk 61 İsrailli esir, İsrail hapishanelerinden de Filistinli 180 bayan ve çocuk esir özgür bırakıldı.
Katar, 27 Kasım’da, Hamas ile İsrail ortasında yürütülen arabuluculuk çalışmaları sonucunda “insani ara”nın 2 gün daha uzatıldığını duyurdu.
News
