“Babamın mevtini televizyonda canlı yayında görüldü. Bu türlü bir ağır travma mı olabilir? Yedi yıldır yaşanan sahne. Yedi yıldır aynı şeyler…”
Urfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015’te IŞİD’in gerçekleştirdiği canlı bomba saldırısında 33 kişi ölmüş, 150’den fazla kişi de yaralanmıştı. Hayatını kaybedenlerden biri, Dilek Şeker’in babası İsmet Şeker idi.
Saldırı günü, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde bireysel patlamanın patlaması Amara Kültür Merkezi’nin önünde Suriye’nin ötesindeki Kobane’ye oyuncak götürülmek üzere toplanmıştı. İsmet Şeker’in kalabalık yerlerdeki bölgelerin tespit edildiği belirtildi. Kızı Dilek Şeker o günü devam ediyor:
“Benim çocuğumun bir sepet oyuncak dolusu eşyası vardı. ‘Anne ben bunları kullanmıyorum. Dedem bunları da götürsün, çocukları memnun et’ diyordu.”
41 yıllık dokuma çalışanları Dilek Şeker, İstanbul’da yaşıyor. Babası İsmet Şeker, İstanbul’dan Suruç’a yola çıktı. Baba Şeker, Kobane’de IŞİD’e karşı savaşan oğlu Can Şeker’i kaybettikten sonra Suruç’a gitme kararı almıştı.
“Aran Konya’da tedavi görüldüğü sırada ortaya çıktı”
Urfa’da hücuma yönelik soruşturma soruşturması 18 ay boyunca zımnilik altında yürütüldü. Olayla ilgili ayrıntılar kamuoyunda artık bilinmiyor, yıl Ekim yerinde misal bir canlı bomba saldırısı Ankara’da gerçekleşti ve bu sefer 102 kişinin hayatı kaybedildi. Suruç saldırı sanıklarından Yakup Şahin, bireysel zamanlarda Ankara Tren Garı’ndaki akının sanıklarından da tutuklandı.
DW Türkçe’ye konuşan Suruç evrakı avukatlarından Sezin Uçar, soruşturma süreci “Kovuşturma etabına geçildiğinde ki aslında evrakta belgeleme hemen hiçbir şey yapılmamış. Bizim bulunduğumuz yerleri araştırılmadığını” anlatıyor.
Aylar daha sonra tamamlanan iddianamenin akabinde ikisi firari üç sanıklı davanın ilk duruşması ise 5 Mayıs 2017 tarihinde Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Avukat Uçar, yargılama boyunca mahkemede IŞİD-devlet bağına vurgu yaparak lisana getiriyor ve başarısızlıklardan İlhami Bali’nin karşılığını gösteriyor:
“Suruç başarısızlıklarından İlhami Bali’nin Suruç Katliamı davasında aranır durumdayken Konya Cihanbeyli’de bir devlet hastanesinde tedavi görüldüğü ortaya çıktı. Günlük vakitte istihbarat görevleri ile Ankara’da bir otelde görüşme gerçekleştirildi.”
MİT’in mahkemeye ait belgelere sahip olması durumunda, ilhami Bali şu anda Suriye İdlib’de bir köyde yaşıyor, Deniz Büyükçelebi de Şam’da tutuklu bulunuyor. Mağdur avukatları iki sanığın da Türkiye’ye iadesini talep etti.
“Davutoğlu’nun toplantı olarak dinlenmesinin” talebi
Suruç’taki hücumla kontaklı davanın tek tutukluluk sanığı olan ve bireysel zamante 10 Ekim Ankara Gar Katliamı başarısızlıklarından Yakup Şahin’e “anayasal tertibi ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “silahlı terörde kalıcıe üye olma”, “tasarlayarak ve parlamayı, su baskını, sona erdirme, batırma , bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanılarak öldürme” cürümlerinden 34 sefer ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası verildi.
Firari sanıklar İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi’nin yargılandığı belge ise tefrik edildi. Ayrılan evrakın yargılaması hala sürüyor. Bu mahkeme heyetinin talep heyetinden biri, devrin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun görüşen olarak dinlenmesi.
Avukat Sezin Uçar, “2015 yılı Haziran ve Kasım döneminde devletin gerçekleştiği tüm katliamlarda bilmek her şeyin anlatılmasını istiyoruz” diyor.
Verilen mahpus cezası para cezasına çevrildi
Suruç’ta yakınlarının kayıpları, aralıklarla devrin cumhurbaşkanı ve başbakanı olmak üzere olayda ihmali bulunan kamu görevleri hakkında hata duyurusunda da bulunmuştu. Sadece periyodun Suruç İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal ile Suruç İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde misyonlu iki polis memuru yargılandı. Vazifesi ihmali cürmünden yargılanan kamu görevlilerine verilen 7,5 ay mahpus cezası daha sonra para cezasına çevrildi.
Canlı bomba saldırısının diğer adıyla Amara Kültür Merkezi önünde hızlı kuvvet gruplarının caddeyi trafiğe kapatması nedeniyle ambulans geçişleri engellenmişti. Polis ayrılmış, hücumdan yaralı kurtulanlara biber gazı sıkmıştı.
Saldırıda babasını kaybeden Dilek Şeker, “Ambulansların geçişine izin verilirdi, babanın yaşadığı tahmin edilirdi” diyor. Şeker, hukuki süreçten vazgeçmeyeceklerini lisana yaparak “Yirmi yıl da geçse biz bu adalet sürecinden vazgeçmeyeceğiz” diye de ekliyor.
Firari sanıklar istikametinden devam eden Suruç davasının gelecek duruşması 5 Aralık’ta gerçekleşti.
EKONOMİ
26 Nisan 2025EKONOMİ
26 Nisan 2025GÜNDEM
26 Nisan 2025GÜNDEM
26 Nisan 2025GÜNDEM
26 Nisan 2025GÜNDEM
26 Nisan 2025EKONOMİ
26 Nisan 2025Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.